ENes ve felsefesi... ^^

Yol kenarındaki inşaat alanının etrafından geçerken...

5 yaşındaki, Oğlumun felsefik betimlemesi..

"Burası neresi? Burda inşaat olur mu ya? Peki o zaman bu ne? Yoksa bu benim hayal gücüm mü?
Yok canııımm.."

"Part 1 Bölüm 4" ve "Part 2" :)




Her geçen gün biraz daha farklılaşan karakter ve ilgi alanları ile bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Hala daha televizyon kültürü oturmadı, malesef yok öyle bir kültürü benim oğlumun. En fazla avea reklamlarını seviyor, reklamcısı oldukça güzel çalışıyor sanırım bende çok beğeniyorum o reklamları :=) Bir de müzik kanalları açık kalacak, müzik çalacak izleyecek döne döne oynayacak..

Bu sıra yeni yapmaya başladığı bir hareket var, istemediği yada yabancı birini gördüğünde gözlerini sımsıkı kapatıp o ortamdan yok oluyor. Tabi bence o öyle sanıyor:) Öyle sevimli oluyorki, geçen gün bir ısırdım, sonrada üzüldüm kocaman bir kızarıklık kaldı bacağında...

Acaip oyuncu oldu. Sürkeli bir koşturmaca tepelere tırmanmaca... Yakalamaç oynuyoruz bolca, hele yerde yatan birini görmesin çıkıyor tepesine "dıgıdak dıgıdak.." At olacak o da binecek. Bir de attan inişi var ki, sirke göndermem gerektiğini anımsatıyor bana tam bir akrobatik vücudu var. Tırmanirkenki ataklığı, çevikliği hele.. OOoooo, bir yeri karıştırırkenki pratikliği..

Geçenlerde her zamanki gibi yemek yaparken, sandalye çektim enesi üstüne koydum ayakta sandalyeye tutunarak benii izliyor, "onu koyma, bundan koycan mı, öle mi yapcan nası yapcan..".. bii sürü soruu

Gerçi tam meraklı dönemi her şeyi soruyor ve öğrenmeye çalışıyor.

1 yaş sonları...

Enes gezmek'te....

40 doldurmadan evden tüyen hanım çocuğu da alır kaçar:) ....


Enesin sarılığından dolayı her 2 günde bir tahliller neticesinde, anne sütüne bağlı sarılık olduğu kanısına vardılar.. Bu esnada bizde fellik fellik gezdik tabi:)

1 aylık olduk artık...


Mehmet Dedesiyle..



Kolu yakaladı mı hiç affetmiyor miniş:)



Mehmet dedesiyle, horuldama dersi alıyor...




numaralı bakışlar.. :)

1 numaralı ödlek bakışı..




Gecelere ve Günlere Ak*ış .. :) Her telden..."Enes Part 1 Bölüm 3"


Zaman kadranının hızını ayarlayamaz olduğumuzdan mıdır nedir, gözümün önünden film şeridi gibi geçmekte.. Hayatım.. :) Evlendiğim gün, hamileliğim, enesin doğuşu, kucağıma ilk aldığım an... Ve şu an..

Ne kadar çabuk büyüyor derlerdi de inanmazdım. İnanmak gerekli imiş meğer ;)

Gülmeye hali yokken o munzur gülüşü sarıyor etrafımı şimdi. Emekleyecek mi diye düşünürken şimdi at gibi koşturup etrafı birbirine katıyor.. Minik fırlamam benim..

Çok ince hesap yapıyoruz her konuda, dünyanın oyuncağını alsak da o tencere + kapak +kaşık üçlüsünden değerli olamaz herhalde. Unutmadan bir de süpürge.. Titiz oğlum benim.. İleride bana da eşine de yardım edecek sanırım:) Şimdiden pratik yapıyor...

Geçen gün halamlara gittik, kuzenin baterisi var, oluşumu tutabile aşk olsun. Baterist oldu :) Davula vurup ritm ile birde. Sonrasında cın cın demesini nereden öğrendin sen kuzuuuummmm...

Bodrum'da Lam ba Da "Enes Part 1 Bölüm 2"















 Tipe bak hele:D


Eşimi yurtdışında düzenlenen Halk Oyunları Festivali'ne uğurladıktan sonra bir değişiklik olsun "Haydi Bodrum-a" dedik.
Aslında başlangıçta pek niyetli değildim, hava sıcak Enes biraz huzursuz. Hem dişleri çıkıyor hemde farklı ortam çocuğun psikolojisini etkileyecek diye korku bir yana, ani bir karar dı benimki. Tabi sonradan gece Enes orda uyumayınca gece 1 e kadar, baya pişman oldum gittiğime ama yaşananlar aman bir kere de biş iolmaz dedirtti..

Dayımın Bodrum'da yatı var. Güzel bir yat aslında neyse dayı turdan dönmüş ve br yıldır görmüyorduk ona sürpriz amaçlı çıktık yola.
Güzel ama işkenceli bir yol faslından sonra varabildik saat 9 gibiydi. Uyumadı, aldık barlar sokağına gittik, hani dolanırken uyur diye, yok, iskele kısmında yürüdük, yata gittik uykudan ölüyor uyumuyor çocuk. Tabi onun düzeni bozuldu diye ben sinirden delirdim iyice..
Herneyse zar zor bir şekilde uyuttum enesi, sanıırm bir anda çok insan görünce ürktü çocuk, "anna bırakma beni" dedi şaşırdım :)
oğlum 14 aylık..
Ertesi gün,
Babamların arkadaşına gittik Kadıkalesine. Çok güzel bir sahil şeridi ve restorantları vardır Kadıkalesinin. Onların evlerinin önünde havuz var. Enes baktım havuza gircek, bi telaş.. Gittim bikinileri giydim kardeşimle soktuk havuza.. Simit istemiyormuş paşa. Kendi yüzcekmiş. Koltuk altları ve boynundan ellerimle destekliyorum arada elimi itiyor, yüzcek bıraksam. Ama su yutma işini çözemedi bir türlü. Daldığında gidivercem sanıyor. Suyu içivercek hepsini. Sonra da tıkanıyor.. Anne. sarılıyor bi.  Dön sonra devam zıpırlığa...

Komik bir gün geçirdik. Sayesinde.. Havuzun kenarı biraz yüksek oraya gidiyor tırmancakmış.. Çıkartıyoruz. Hop atlıcakmış suya delimi ney! Olum sne önce büyü de sonra atla yüz.

Oradan yemek için sahildeki muhtarın restorantına gittik. yediklerimiz bize kalsın :) Sahil kum olduğu için Enesi biraz yürütmek istedim kıyıda. Ne mümkün. KOşarak denize dalıyor çocuk, tabi dalgalarla ben yine sırılsıklam ıslandım. Yüzdürdük orda da bir süre. Çıkartıyorum elinden tutup, hoop dönüyor denize..
Komik çocuk ya..

Yamyaş geçen bir gün ve ardından Sızan Enes.. Bir gün boyunca uyanmadı, arada korkup durtmek için gittim. Kontrol ettim..

Havuz fotoğraflarından bir derlemeyi bir ara yeniden ekleyececeğim.


Çok yorulmuş kuzum benim...

Minik Enes büyüyor part 1 bölüm 1


Layla"da bir gün daha ve yine ıslak bir gün!! :)
Zaman ne kadar da çabuk geçiyor, Daha 2 yıl önce bir bebek düşüncesi bile yokken bu sıralarda aklımda şu an bir yaşında bir oğlum var..
Hem de ne oğlan.. Şaşılası bir şımarıklık abidesi.. Çok hareketli ve enerjik..
Su kuşum benim:) Suyu bu kadar seven bir çocuk olabilir mi bilmem, banyonun kapısı aralık kaldı mı hemen küvete girip, fıskıyeyi eline alıyor. Duş alacakmış su oynayacakmış :)

O kadar büyük keyifle oynuyor ki o minik küvetinde hiç çıkmasa, öyle durur orada yada bir girer bir çıkar küvete. Onun için mutlak mutluluk bu sanırım. Evimizde parmak sokmadık saksı dibi, açılıp karıştırılmadığı bir çekmece dolap, içi yerlere fırlatılmadık kıyafet dolabı kalmadı..
Arada buz dolabı ve camlı kapaklara uyguladığım kilitler ve deterjanlar için aldığım süper güvenlik önlemleri haricinde giriş yasağı olan bölge yok. Evi onun için sadeleştirdim oldukça..:)


Enes çok mızmız olmasa da oldukça hareketli bir bebek, durduğu yerde 2 saniye duramaz duruyorsa da kesin altına yapıyordur..
Yada uyuyordur :) Sızmıştır..
Elinde sürekli bir gıda çeşitlemesi bulunmazsa çocuğumun içi rahat etmiyor, ya salatalık, elma, erik, çubuk kraker, ekmek.. illa bir şey olacak elinde kemirecek.. Dişleri çıkıyor biraz huzursuz bu sıra, baya yoruyor beni.

Bu gün yataktan düştü, nasıl kanadı burnu dudağı, kucağıma aldım, sakin sakin konuştum şarkı söyledim ona tesselli etmek için öptüm, duşa soktum öyle sakinledi su kuşum benim, 1 saat ne olur ne olmaz diyerek uyanık tuttum onu, ama gözlerim doldu baktığımda..

Nasıl da bir an gözümden kaçıvermişti!! Bir tanem benim.. Gerçi bebekler düşe düşe büyür, abartmamak lazım koruma güdüsünü, ama ne yapayım o gözyaşlarını görünce, ona göstermeden oturdum ağladım :S

Çok moralim bozuldu gerçekten, şükürler olsun ki, bir minik kızarık bile yok.. Keyif veren kısmı ise bu oldu..

İnsanın değer verdiği minik kuzusunun kanını görmek çok acı verici bir deneyim oldu benim için, yazacak o kadar güzel şey varken burada tıkanıyorum ve yazımı erteleme kararı alıyorum..


Layla'da bir gün..!


Muğlada bilirmisiniz bilmem ama Yayla kültürü vardır, ailelerin yazın ayrı kışın ayrı meskenleri vardır ve yazın, yaylaya göç başlar. Bizimda bir yaylamız var biz oraya "Layla" diyoruz, doğa ile iç içe olmasına rağmen, eğlencenin merkezi gibidir bizim için.. Enstrümanını kapan, böreğini yapan, mantısını yapan, içkisini kapan tüm arkadaşlara kapılar açıktır.. Çay kahve bahane muhabbet şahane modundayız yaylada pardon "laylada" ..


Enes Laylayı çok seviyor orada özgür.. Tabi sınırlı özgürlük ondaki, daha yürümeyi öğrenemedi. Örümcek sağ olsun bir sağa bir sola deli gibi Duman'ın peşinden koşturup duruyor. Duman (köpeğimizin adı, huysuz ve oldukça yaşlıdır Duman, sağı solu belli olmaz, Allahtan Enes'i gördümü kaçıyor da ordan yırtıyoruz)


Kiraz mevsimi gelmek üzere, Kirazı seveceğini ümit etmiştim ama yeni fotoğraflarımızı daha sonra koyacağım. Kiraza bayılıyor. Isırıp ısırıp atıyor her yer kıpkırmızı.. Korkuttu geçen gün beni ağzı kanadı sandım.. Meyve kurdum benim :)



Laylada babam Enes için bir bölge yaptı, komple çimden oluşuyor, üstünde emeklesin yazın da havuz alıp koyarız keyf yapar diye düşünmüş. Layla Sevdası aşılamaya çalışıyor, fark etmedik sanadursun :) kötü bir şey değil çocuklar doğayı ve hayvanları sever, doğayı hayvanı seven insanı da sever... Ve günün ortasında Enes yorgunluktan aynen bu şekilde sızdı.. Tabi nasıl sızdığını bir ben bir de allah bilir : ) ufak çaplı işkence uyguladı üzerimde..



İşte "Duman" bu yırtıcı köpecik, küçük gözüktüğüne bakmayın oldukça agrasifdir. Genelde insanları sever ama düşman olduğu iki kişi var, biri yan komşumuz, biri de imam :D

İmam efendi Camiye ezan okumak için giderken, uyumasın diye kapıyı tekmelermiş, "duman"da ona sinir oluyor. Belki aralarında duygusal bir tepkime var bilemeyeceğim ama imamdan nefret ediyor. Ve tabi bisikletli, motorlu taşıtlara her köpek gibi antipatisi var..
Ne sanıyorlar acaba...



Çakıl taşlarını tutup atsın, arada da ağzına atıp tadına baksın, yetiş kurtar çakıl taşlarını yemeden!!!

Hamakta sırt üstü sallandığında yerdeki taşları göremeyince canı sıkılıyor bebeğimin, yere bakması lazım. Bastığı yerleri toprak deyip geçmemesi lazım..




Enes o kadar çabuk büyüyor ki.. Takip etmesi zorlaşıyor gittikçe.. Fotoğraflar olmasa hafızamdan şüpheye düşer duruma geleceğim neredeyse.. 11 ay geçti bile..

Dün 18 Haziranda enes 1 yaşına bastı.. Detaylar arkası yarın ;)